Zaman illüzyondur diyorlar, döngüdür diyorlar. Hangisi doğru?
Melami gözlerini kaldırmadı.
Ama içinden geçen söz,
kalbe iner gibi ağırdı:
Yolcu dedi ki:
“Melami…
Zaman illüzyondur diyorlar,
döngüdür diyorlar.
Hangisi doğru?
Sizin lisanınızda bunun karşılığı nedir?”
Melami gözlerini kaldırmadı.
Ama içinden geçen söz,
kalbe iner gibi ağırdı:
**“Zaman…
Ne tam bir illüzyon,
ne de sadece bir döngüdür.
Zaman,
an’da gizlenmiş bir sırdır.”
Siz ‘geçiyor’ dersiniz,
biz ‘açılıyor’ deriz.
Siz ‘ölçü’ dersiniz,
biz ‘hal’in perdesi’ deriz.
Çünkü zaman,
ölçülen değil,
yaşanan bir şeydir.
"Döngüdür" diyorlar, doğru...
Çünkü aynı hâller
farklı yüzlerle döner durur insana.
Sen çözülmediğin her dersi,
yeniden yaşarsın.
Aynı gün, başka takvimde gelir sana.
İşte buna biz dehr deriz.
Varlığın içinde kendini tekrar eden yazgı…
Ama sen içten bir uyanış yaşarsan,
o döngü kırılır.
O zaman zaman artık seni taşımaz,
sen zamansızlığa açılırsın.
“Zaman illüzyondur” da doğru…
Ama yalnızca
‘benlik’ perdesiyle bakan için.
Çünkü ne geçmiş kalır,
ne gelecek gelir.
Sadece ‘şimdi’ vardır,
ve O, sadece şimdi’de konuşur.
Bizim lisanımızda zaman,
ne saat, ne tarih, ne çizgi…
Biz ona “an” deriz.
Dem,” deriz.
Hâl,” deriz.
Ve deriz ki:
“Kim an’a secde ederse,
zamanın dışına çıkar.”
Melami şöyle der son olarak:
“Zaman bir nehir değildir.
Sen yürüdükçe değişen bir aynadır.
Sen değişmedikçe o hep aynıdır.”