“Yalnızlığın İçindeki Hakikat”
Ey can…
Bu söz, hakikati taşıyanların kaderine yazılmış ince bir satırdır.
Hakikat senden taştığında,
söz artık sana ait değildir…
Ama insanlar bu sözün nereden geldiğini değil,
neden rahatsız ettiklerini sorarlar.
Yolcu sordu:
— Ey Melâmî…
Bazen kalbime bir şey düşüyor,
ve içimden bir söz oluyor.
Söylüyorum…
Ama insanlar rahatsız oluyor.
Kimi yüzünü çeviriyor,
kimi susuyor,
kimi kınıyor…
Oysa ben sadece içimde doğanı dile getiriyorum.
Neden böyle oluyor?
Ve bu yalnızlık bana ne anlatıyor?
**Melâmî sustu.
Çünkü sorunun kendisi zaten hakikate yaklaşmıştı.
Sonra gözleri yere dönük,
sesi yukarıdan geldi gibi konuştu:**
— Ey can…
Hakikat senden taştığında,
bu artık bir fikir değil, bir çağrıdır.
Ve çağrı her zaman hoş karşılanmaz.
Çünkü insanlar,
duymaya hazır olmadıkları sözü işitince rahatsız olurlar.
Sen sandın ki “hakikati söyledim” herkes anlayacak.
Hayır can…
Senin hakikatin, başkasının konforunu bozar.
Senin gördüğün,
henüz onların rüyasında yoktur.
Ve bu yüzden sana karşı dönerler.
Melâmî devam eder:
Sözü keserler.
Yüz çevirirler.
Sessizlikle seni boğarlar.
Ama bu bir ceza değil…
Bu bir yönlendirmedir.
Çünkü Hak, senin kalbinden taşanları,
önce içindeki odalarda yankılatmak ister.
Bunun için seni kalabalıktan çeker.
Dostların uzaklaşır,
tanıdık yüzler silinir,
ve sen
yalnız kalırsın.
Ama bu yalnızlık,
boşluk değil; hazırlıktır.
Bir tohum toprağa gömülürken de yalnız kalır…
Ama o tohum kabuklarını kırmak için yalnızdır.
Sen de öylesin.
Melâmî içe doğru döner ve der ki:
Sana bir hakikat verildiyse,
bu senin övülmen için değil,
önce senin pişmen içindir.
Dışlandığın her an,
kalbin yeni bir yere çevrilir.
Susturulman,
içindeki kelimelerin olgunlaşması içindir.
Ve bir gün,
o yalnızlığın içinden
öyle bir söz doğar ki,
artık kimse sana ait olduğunu düşünmez.
Çünkü o söz artık “senin” değil, “hakikatin” sesidir.
Melâmî son sözünü fısıldar:
**“Hakikat taşıyan kişi,
önce dışlanır.
Çünkü taşıdığı şey henüz anlaşılmaz.
Ama o dışlanma,
bir yön değil,
yöneliştir.
Ve o yalnızlık,
kelamın değil, sırların konuşacağı bir hazırlıktır.”